Türkiye’de kadıncinayetleri.org ’un verilerine göre 8 yılda 1972 kadın öldürüldüğü görülüyor. Neredeyse her gün haber bültenlerinde kadınlara yönelik şiddeti de görüyoruz. Ve göremediğimiz daha nice olaylarında olduğunu biliyoruz.
Yine de şiddeti, tecavüzü, tacizi görmezden geliyor ve genelde önyargılarımızı haklı sebeplerin önüne koyuyoruz. 25 Kasım Kadına Şiddeti Mücadele Gününde sosyal medyada birkaç durum paylaşıyoruz, ortak alanlarda “bende böyle düşünüyorum” diyoruz ve ertesi gün olduğunda gözlüklerimizi takıp ne paylaştıklarımızı ne de söylediklerimizi hatırlıyoruz.
Neredeyse her gün yaşı kaç olursa olsun bir kadın ya tacize uğruyor ya şiddete maruz kalıyor ya da öldürülüyor. Bu bazen en yakının geliyor ya da tanımadığı birisinden. Mesela sokakta sıradan bir vatandaşın dahi bunu yaptığını görüyoruz. En yakınımızda oluyor bu olaylar. Bizler ise ön yargılarımız ve kalıplaşmış düşüncelerimizden öteye geçmiyoruz.
Sosyal medyayı kendi kamusal alanımın yapmışız orada yaptığımız paylaşımlar ile mükemmel insan olarak görüyoruz fakat gerçek hayatımızda kılımızı kıpırdatmıyoruz.
Kadın olarak toplumda olan insanlar erkekten güçsüz veya aciz değildir. İkinci planda değildir kadın… Susturulması gereken, prangalarla hapsolması gereken, bir başkasının himayesinde olmasında gereken kişi değildir. Kadın bir bireydir.
Silkelenmenin vakti geldi artık. Sustuğunuz her olay elbet bir gün sizlere de uğrayacaktır. Hiç ummadığınız anda can dediğinizin canı yanacak ve o zaman da susturulacaksınız. Kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze, öldürülmeye karşı gelin. Sesini çıkartın ve kendinizi gösterin.
Ve Sevgili kadınlar Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”
