Ana Sayfa GÜNCEL “Türkiye Kutuplar’da Bulunan Ülkeler Arasına Girmeli”

“Türkiye Kutuplar’da Bulunan Ülkeler Arasına Girmeli”

1025
0
Paylaş

Dünyanın belki de en esrarengiz bölgeleri olan kutupları keşfedilmeye devam ediliyor. 2019 yılı başlarında zorlu coğrafi yapısı ve iklimi ile bilimsel araştırma yapan ekiplerin ilgi odağı olan Antarktika’da Türkiye’de ‘Geçici Bilim Üssü’nü kurmuştu. Ülkemizde birçok farklı üniversitede kurulan ekiplerle oluşturulan bilim üssünde sosyal anlamda büyük çalışmalar yapan Prof. Dr. Harun Gümrükçü, gazetemizi ziyaret etti.

Araştırmacı Yazar Rüstem Gürler ile birlikte gazetemize gelen Prof. Dr. Harun Gümrükçü, “İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından Güney Kutbuna gitme kararı alındı. Bu projede üniversite ekibi teknik anlamda çalışmalar yürütüyor; ben ise sosyal alanla çalışmalar yapıyorum.” dedi.

Kutupların dünya ve ülkemiz açısından önemini anlatan Prof. Dr. Harun Gümrükçü, “Biz bilimde Kutuplara “Yüksek Kuzey” deriz. Yüksek Kuzey’de dünyanın yüzde 5’ini yani Amerika, Kanada ve Çin topraklarının hepsi kadardır. Yüksek Kuzey neden 50 sene önce konuşulmadı da şimdi konuşuluyor diye soracak olursak. Bunun birçok nedeni var. İlk nedeni iklim değişikliği… Kuzey’de ki ısınma 1910 yılından günümüze kadar bakıldığı zaman 7 derece ısındı. Dolayısıyla Kuzey’in korkunçluğu denilen Yüksek Buzul Dağları kalınlığı 5000 metreye kadar çıkıyordu. Bu buzul dağlarının büyük bir kısmı eridi ve 5000 metre azalmaya başladı. Tabi bu azalmalar meydana gelince Hamburg, Londra vb. limanlardan kalkan gemiler Kuzey Buz Denizi üzerinden Japonya’ya ulaşmaya başladı. Dolayısıyla Kuzey Denizi üzerinden dört adet deniz yolu ortaya çıkmaya başladı. İlerleyen dönemlerde ise geleceğin Akdeniz’i, Kuzey Buz Denizi olacak. Bu olayın bizim açımızdan önemi ise Akdeniz’in ileride değer kaybedecek olmasıdır.” dedi.

“Kutuplara Uygun Gemi, Tekstil ve Teknoloji Şart”

Prof. Dr. Harun Gümrükçü “Kuzey Buz Denizinin şuan gündemde olmasının bir diğer nedeni ise; gemi sanayine baktığımız zaman eski yolcu gemileri buzun içerisinde kaldığı zaman hareket edemezlerdi. Bugünün teknolojisi ile yapılan gemiler 1 m. buzu kırabilecek kadar güçlüdür. Bu Türkiye açısından bakarsak biz gemi teknolojisinde başarılı bir ülkeyiz. Geleceğe bakarsak ise artık gemi fabrikalarımızda 1 m. buzu kırabilecek sacdan gemiler yapmamız lazım. Eğer bunu kullanmazlarsa bu gemiler Kuzey Buz Denizinde çalışamazlar. İkinci olarak 1910 yıllarında Kuzeye gittiğinizde çok az bir süre kalabilirdiniz. Soğuktan dolayı el ve ayakları kaybetme riski hatta ölme riski çok yüksek orandaydı. Günümüzde ise bu tehlike kalmadı. Nedeni ise tekstil ürünlerinin gelişmesi ile ortama uygun kıyafetler giyerek vücut sıcaklığını sabit tutabiliyoruz. Yani Kuzey’in korkunçluğu ortadan kalkmış bulunuyor. Üçüncü olarak, Kuzey Kutbunda buzullar arasında sıkışan gemileri geçmişte bulmak çok daha zordu. Fakat günümüzde navigasyon sistemi ile gemileri anında bulabiliyorsunuz. Yer tespiti sonrasında ise gerekli kurtarma ve yardımı yapabiliyorsunuz. Eskiden bu durumlar yoktu. 1990’lar sonrası teknoloji ile bu konularda rahatlama oldu.“

Geçmiş yıllarda Kuzey Kutup bölgesi ABD ve SSCB arasında bir sınır olarak kabul edildiğini belirtti ve, “Kutupların siyasi boyutu ise geçmişte buzullar dünya barışını koruyorlardı. Belli ülkeler arasında atom sınırı olarak kullanılıyordu. Fakat gelişen teknoloji ile artık buzullar stratejik planlarda kullanıyor. Önceki dönemlerde sınır olarak kabul edilen buzullarda artık ülkeler “Buzulların altına gemiler saklayabilirim” diye düşünebiliyor.” dedi.

“Türkiye’de Kutuplar Hakkında İlk Bilgiler”

Türkiye’de kutuplar hakkında yeterli bilginin almadığını ve yurtdışında yapmış olduğu araştırmalar ile bilgiler topladığını belirten Prof. Dr. Gümrükçü, Türkiye’de kutuplar hakkında araştırmaların ve bilgilerin olduğu ilk kitabın çıkartılmasında önemli payı olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Harun Gümrükçü “Ayrıca dünya düzeninin tek kutupluluktan çok kutupluluğa everilmesi ve bunun Arktikaya yansımaları olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada her anlamda gitgide önemi artan Kuzey ve Güney Kutup Bölgesi’ni bir sosyal bilimci gözüyle ‘Küresel Bakışla Kutup Çağı’ başlığı altında araştırmak kaçınılmaz olmuştur. Türkiye’de şu an için bilinme- 10 Antalya Bilim Üniversitesi Küresel Bakışla Kutup Çağı yen ve bulunmayan önemli bilgilere ulaşılmış ve bu konuda Türkiye’de ilk kez “Küresel Bakışla Kutup Çağı” adıyla bir yayın serisi başlatılmıştır. Bu çalışmaların hedefi, bu bölgeleri Türk kamuoyuna özellikle Türk bilim dünyasına yakından tanıtmak, bilim dünyasının bu alana daha derin ilgisini sağlamak, öğrencilerimizin de geleceğimizi etkileyecek ‘kutuplar ve derin denizler’ konusunda bilgilendirmektir.”

‘Küresel Bakışla Kutup Çağı’

“Dünyada Kutup çalışmaları hakkında birçok veriye ulaşabilirsiniz fakat Türkiye’de durum kısıtlı hatta yok diyebiliriz. Ben İstanbul Teknik Üniversitesinin Kutup Çalışmalarında benim katkım Kutup Çalışmalarının sosyal boyutunu Avrupa Komisyonundan daha önce ekledik. Şöyle ki ben 2011 yılında İTÜ’de bunu söyledim ve Avrupa Komisyonu 2 sene sonra Kutup Çalışmalarında Sosyal Boyutun olması şart dedi. Biz bu projeye Sosyal Boyut kısmını en başından bu yana ekledik. Kutup çalışmalarının ise 4 ayağı var. Bunlardan ilk olarak insan boyutu- sosyal boyutu- ; Bu çalışmamızda ‘Küresel Bakışla Kutup Çağı’ ismiyle bir kitap yayınladık.”

“Kutuplara Bakış Açısını Değiştirmek İstiyoruz”

“Yaptığımız araştırmalar ve çalışmalar sonucunda Türkçe olarak kitaplarımızı çıkartıyoruz. Bu konularda bilinçlenmemiz gerektiğini düşünüyorum.  Türkiye’nin ve kamuoyunun Kutuplara bakış açısını değiştirmek adına çalışıyoruz. Ve Türkiye’nin Ana Vatan, Mavi Vatan ve Yavru Vatan kavramlarının ne demek istediğini ve neleri kapsadığını öğrenmemiz gerekiyor. Bütün bunlar dışında ülkemizin sorunlarının sadece bizimle sınırlı olmadığını,; başka ülkelerinde benzeri sorunları olduğunu dolayısıyla bütün bu sorunları araştırarak kamu diplomasisi oluşturmamız gerekiyor.”

“Türkiye’yi Tanıtmak İçin Sosyal Boyut Önemli”

Kutuplarda yapılan çalışmaların her açıdan ülkemize olan faydalarını anlatan Prof. Dr. Harun Gümrükçü, “Güney Kutbunda yapılan çalışmalara karşı hükümetten destek alabiliyoruz. Fakat kuzey kutbu çalışmalarına şuanda herhangi bir cevap ve destek gelmedi. Bu işin teknik boyutu önemlidir ama en önemli boyutu sosyal boyutudur. Çünkü dünyayı etkilemede ve Türkiye’yi anlatmakta sosyal boyutu kullanmak zorundasınız. Şuanda Güney Kutbunda araştırmalar yapıyoruz fakat Kuzey Kutbunda da bir araştırma üssü kurmamız lazım. Kuzey sorunları bizleri daha çok etkileyen sorunların başında geliyor. Buna şu şekilde örnek verebiliriz. Afrin Harekâtında askerimiz hava muhalefeti nedeniyle belli alanda takılı kalmıştı. Fakat bizim Kuzey Kutbunda Meteoroloji İstasyonumuz olsaydı yağmur yağıp yağmayacağını ve hava durumlarını önceden bilebilirdik.” diye konuştu.

Dünya ülkelerinin geleceğe yatırım olarak kutuplarda her anlamda çalışmalar yürüttüğünün altını çizen Harun Gümrükçü, “Diğer ülkelerde hem teknolojik anlamda hem de sosyal anlamda çalışmalarını geliştirmiş durumda. Öyle ki bir araba firması Kuzey Kutbunda satış mağazası bulunduruyor. Güney Kore ise Finlandiya’da büyük bir alanı kiralamış. Güney Kore ise bu konuda “Gelecek eğer ki Kuzeyde ise o zaman buranın iklimine uygun araba ve teknoloji yapmam gerekiyor.” diyor. Yani -30 derecede motoru donmayan araçlar üretmeye çalışıyor ve testlerini yapıyorlar.” dedi.

“Gençlere Destek Olmalıyız”

Türkiye olarak gençlere eğitim anlamında finanse sağlanması gerektiğini ve soğuya dayanıklı gençlerin bu araştırmalara katılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Harun Gümrükçü “Benim şahsen düşüncem ve Sosyal bilimci olarak bizim hedefimiz bir Svalbard Takım Adalarında anlaşma imzalamak ve o anlaşmayı imzalan ilk 50 ülke arasında Türkiye olarak yer almalıyız. Sonrasında ise o adada bilim ve meteoroloji istasyonu kurmalıyız. Burada çalışmalardan sonra genç insanlarımızı oraya göndererek eğitmemiz lazım. Çünkü orada bu işlerle uğraşan dünya gençleri de bir araya geliyor. Devlet olarak ve işverenler olarak gençlerimize bu konuda finanse ederek eğitime destek olmalılardır. Bu araştırmalara katılmak isteyen gençlerimizin mutlaka İngilizce bilmeleri gerekiyor. Herhangi bir kısıtlama vs yok; katılım sağlamak isteyen her genci araştırmaya dâhil edebiliyorlar. Ama soğuya dayanıklı olmaları gerekiyor. Araştırma öncesinde gençlere soğuya karşı testler yapılıyor. Buzullarda yaşama, zorluklara karşı mücadele gibi konularda eğitimler veriliyor.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here